ADANA-ÇUKUROVA EDEBALİ İLKOKULU

2/İ SINIFI WEB SAYFASINA HOŞ GELDİNİZ...

Üyelik Girişi
Ders Programımız
ÜYELİK

Bilim ÇOCUK
NATIONAL GEOGRAPHIC

E-Mail Kutunu Kontrol Et!

Çocuğuma Nasıl Disiplin Uygulamalıyım?

Disiplin, çocuk eğitiminin önemli bir parçasıdır. Disiplinin ilgi alanı ise davranışı etkili bir şekilde ele almaktır; bu nedenle disiplin çocuğun psikolojisinde ve çocuk gelişiminde önemli bir rol oynar. 

 

Çocukların gösterdiği uyum ve davranış sorunlarının nedenlerinden birisi de anababalarının onlara uygun sınırlar koymamalarıdır. Bazı ailelerde disiplin yok gibidir. Çocuğun tüm davranışları hoşgörüyle karşılanır. "Çocuktur yapar","O daha çok küçük yüklenmeyelim" düşünceleriyle çocuğa sınırsız haklar tanınır. Çocuk istenmeyen bir şey yaptığında anababa yumuşak bir şekilde "Yapma" measjı verir, defalarca aynı mesajı tekrarladıktan sonra ikna edici nedenler ve açıklamalarda bulunulur. Bu arada çocuk istediği şeyi yapmaya devam etmektedir.

 
Bazı evlerde ise disiplin vardır ancak ne zaman, nerede uygulanacağı belirsizdir. Annebabanın tutumu aşırı hoşgörü ile sert cezalandırmalar arasında gidip gelmektedir. Normalde izin verilmeyen bir davranış, anne babanın uğraşacak zamanı olmadığında ya da keyifleri yerinde olduğunda görmezlikten gelinir. Çocuk nerede durması gerektiğini bilemez. Davranışlarını "Ne zaman yaparsam cezadan kurtulurum" sorusuna göre ayarlar.


Anne babalar kendi ruh durumları, çocuğun yapısı ve çevre koşulları nedeniyle çocuklarına karşı tutarsız davranabilirler. Hiçbir evde her zaman tutarlı olmak mümkün değildir. Burada sözü edilen tutarsızlık sürekli devam eden tutarsızlıktır. Birgün görmezlikten gelinen davranış, ertesi gün ağır ceza görüyorsa, annenin yaptığını baba bozuyor ya da babanın verdiği cezaya anne karşı çıkıyorsa, tutarsızlık gerçekten vardır. Tutarlı olmayan yaklaşım gevşekve katı tutumların tüm sakıncalarını taşır. Çocukların sorumluluk almalarını engeller hem de onları aşırı deneme ve isyana teşvik eder.


Tutarsız yaklaşım içinde annelerin sık başvurduğu yollardan birisi de acındırma yoludur. "Beni çok üzüyorsun", "Sizin yüzünüzden hasta oldum", "Beni birazcık seviyorsan yapma" diyerek çocuğun söz dinlemesini sağlamaya çalışan anneler vardır. Bu yolla çocuk endişelenir ama yine söz dinlemez hatta daha hırçın davranır.


Bütün gün bağıran, azarlayan, söylenen anneler vardır. Çocuk davranışını annenin ses tonuna göre ayarlamayı öğrenmiştir. Anne en yüksek ses tonuyla bağırmadan söz dinlemez. Babaya şikayet etmek, babanın öfkesiyle korkutmakda diğer bir tutarsız yaklaşım örneğidir. Akşam baba eve gelince önce çocukların bütün gün yaptıkları anlatılır daha sonra "Bu seferlik affet babası bir daha yapmayacağına söz versin" denilerek babayla çocukların arasına girilir. Çocuk uyarıların uygulanmayacığını öğrenir, ertesi gün aynı senaryo tekrar yaşanır.


Uygulanması sakıncalı olan ama anababaların sık başvurduğu yöntemlerden biriside çocuğa küsmektir. "Konuşma benimle, ben senin annen değilim", "Git başkaanne bul" cümleleriyle çocuğu yola getirmeye çalışmak ve bunu uzun süresürdürmek çocuğa küsmeyi öğretir. Çocuk tedirgin olur ve annenin kendisiyle barışması için elinden geleni yapar. Sonunda zaten vicdanı rahat olmayan anne hiçbirşey olmamış gibi barışır. Bazen anne çocuk arasındaki ilişki küslük öncesinkinden daha yakın olur.


Bir disiplin aracı olarak söz edilmesi uygun olmayan ama günümüzde halen uygulanmakta olduğu için üzerinde durulacak bir yöntem dayaktır. Dayak bir anlık öfke ile başvurulan, çoğu kez amacını aşan bir cezadır. Öğretici değeri olmayan, etkisi kısa süren bir yıldırma yöntemidir. Dayak yiyen çocuklar çoğunlukla neden dayak yediklerini unuturlar. O gün babasının kendisini dövdüğünden yakınan bir çocuğa o gün neler olduğu sorulduğunda, olayı hatırlamadığını söyleyecektir. Aklında kalan tek şey dayak yemiş olduğudur.


Disiplin, bir eğitim aracı olarak düşünüldüğünde korkutma, utandırma, gururunu kırma gibi kavramlarla iç içe olmamalıdır. Disiplinin iki temel amacı vardır; Birincisi, çocuğa anlaşılır, kesin ve sınırları olan, güvenli bir ortamsunmaktır. Bu ortam çocuğun sağlıklı gelişimi için gereklidir. Disiplinin ikinci amacı ise, çocuğun kendi kendini yönetme yeteneği yani özdenetim kazanmasıdır. Çocuk denetim altında değilken de öğrendiklerini uygulayabilmeli, kurallara uymayı sürdürebilmelidir. Anababası yanındayken kurallara uyan, ama denetim kalkınca çığrından çıkan çocuk özdenetim yeteneği kazanmamış demektir.


Bazı anababalar, disiplini, sorun olduğu zamanlarda başvurulacak uygulamalar olarak görürler. "çocuğum söz dinlemediği zaman ne yapmalıyım?", "Bana vurduğu zaman ben de ona vurabilir miyim?", "verdiğimiz hiçbir ceza işe yaramıyor, neyapacağımızı şaşırdık" ifadeleri bu bakış açısını tanımlar. Bu anababalar içindisiplin, acil durumlarda dokunulması gereken bir alarm düğmesidir. Böyle birdisiplin anlayışı eğitici değil cezalandırıcıdır. Önceden bir hazırlık yoktur,olay anında tepkisel yaklaşılır. Bu duruma gelmemek için disiplin, yaşamın birparçası olarak görülmeli, "sorunları önceden önlemek için neler yapmamız gerekiyor" sorusuna yanıt aranmalıdır.


Anababaların etkili ve kesin sınırlar koyamamasının bir nedeni de çocuklarının sevgisini kaybetme korkularıdır. Çocuklar anababanın bu korkusunu hissederler ve sınırlarla karşılaştıklarında onları sevmemekle tehdit ederler. "sen kötü bir annesin, senden nefret ediyorum", "çok acımazsızsın, beni hiç sevmiyorsun"gibi cümlelerle annebabaya geri adım attırmayı başarırlar. Hiçbir çocuk sınırları isteyerek, memnuniyetle kabul etmez. Çocuğun kural koyan anababaya "Bu kuralları benim iyiliğim için koyduğunuzu biliyorum, iyi ki kurallarınız var" demesini beklemek yanlıştır. Ana-baba olmanın zor taraflarından biriside konulan kurallar nedeniyle çocuğun kızgın olmasını tolore edebilmek ve geri adım atmamaktır. Çocuğuyla yakın ilişki kurmayı onunla "arkadaş" gibi olmakla karıştıran ana-babalar da vardır. Arkadaşlık ilişkisinde eşitlik vardır, taraflar biribirlerine öneride bulunabilir, kararlar uzlaşarak alınır, yaptırım yoktur. Önerilen şey istenirse yapılır, istenmezse yapılmaz. Oysa çocuklar için evde tutarlı kurallar ve sınırlar koyan, sevgi ve destek veren bir ana-baba gereklidir. Anababa sınırını koymalı, çok memnun olmasa bile uygulamaya taviz vermeden devam etmelidir. Unutmayınız olumsuz davranışlara verdiğin her taviz, bu davranışın kalıcı olmasına sebeb olacaktır.

 
Disiplin İçin Önemli İlkeler


1. Tutarlılık disiplin için en önemli ilkelerden biridir. Anababa çocuğu uygun olmayan bir isteğine birkaç kez "Hayır" dedikten sonra sonunda "Evet" diyorsa, çocuk ısrar etmesinin işe yaradığını öğrenecektir.


2. Anababanın sözbirliği ve işbirliğ yapması disiplin için gereklidir. Anne çocuğa "Dışarı çıkmadan önce oyuncaklarını topla" dediğinde baba "Bırak gitsin,arkadaşları bekliyor" diyorsa çocuk işine gelen kuralı dinleyecektir.


3. Anababa davranışlarıyla çocuğa örnek olduğunu unutmamalıdır. Anne baba öğrettikleri kuralları kendilerinin de sergiliyor olması gerekir. Kardeşine vurduğu için çocuğunu döven bir baba "kimsenin kimseye vurmaması gerekir" kuralını önce kendisi bozmuş olur. Çocuklar anababaların birbirilerine nasıl davrandıklarını gözlemlerler.  Eşini sürekli eleştiren ya da ona alaycı birşekilde yaklaşan bir babanın yanında çocuğun kardeşine olumlu ve saygılı davranması beklenemez.


Anne babaların, çocuklarına karşı tutumlarını etkileyen başlıca faktörler şöylesıralanabilir:


Anne ve babanın zihinlerinde nasıl bir çocuk istedikleri konusunda, daha doğumdan önce hayali bir çocuk kavramı oluşur. Dünyaya gelen çocuk, anne ve babanın beklentilerine uygun olmadığı takdirde, oluşan kırıklık sonucu, annebabada red etme tavrı gelişir.


Toplumun kültürel değerleri, çocuklarını yetiştirme konusunda anne-babaların tutumlarını etkiler.


Çocukların sayısı, cinsiyeti ve kişilik özellikleri anne-babanın tutumlarını etkiler (uyaran çocuk anne-babanın dikkatini daha çok çeker, kendisiyle ilgilendirir).

 Bütün bunların dışında, anne-babanın kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri,şimdiki tutumlarında etkili olabilir. Çocukluk yıllarında kendi anne babasıyla sağlıklı bir etkileşim kuramayan, yeterli sevgi göremeyen bir baba ya da gençkızlık yıllarında aşırı baskı altında büyümüş bir annenin tutumları, bu kötü deneyimler nedeniyle olumsuz olabilir.

 
Yine aile içinde eşler arasındaki ilişki, çocuklara karşı takınılan tavrı etkileyen bir başka faktördür. Örneğin, eşiyle anlaşamayan, mutsuz bir anne, tüm sevgisini çocuğuna vererek onunla aşırı derecede bütünleşebildiği gibi, tam tersine, saldırgan bir tutuma da bürünebilir.






3207 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
OKU-ÖĞREN
OYUNLAR
ÇARKI FELEK OYNA

KUTU OYNA
KART OYNA

CANLI DERSE BAĞLAN

E-ÖĞRENME
Günün Dersi
EBA TV İZLE

ALİM ÇOCUK
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam19
Toplam Ziyaret1131976
Atatürk Köşesi

Site Haritası